19 Mayıs'ı Gençlerle Kutladık

Cevdet İnci Eğitim Vakfı olarak 35 yıldır özgür, inisiyatif alan ve iz bırakan nesillerin gelişimine katkıda bulunmak için gençlerle çıktığımız bu yolculuğu anlamlı kılan bir 19 Mayıs’ı geride bıraktık.  Gönüllümüz Yunus Selim Akbulut ve bursiyerimiz Bürge Karataşlı ile bir araya gelerek keyifli bir röportajda gençlik, gönüllülük, sosyal sorumluluk ve gelişimlerine dair sohbet ettik. 

Yunus Selim Akbulut: Öncelikle Bürge'yi tanıyalım.

Bürge Karataşlı: Ben Bürge. Dokuz Eylül Üniversitesi İşletme bölümü son sınıf öğrencisiyim. 22 yaşındayım. İzmirliyim ve İzmir'de yaşıyorum. Seni de tanıyabiliriz Selim.

Yunus Selim Akbulut: Ben Yunus Selim Akbulut. Dokuz Eylül Üniversitesi Uluslararası İlişkiler 3. sınıf öğrencisiyim. 22 yaşındayım. Bugün neden burada olduğumuzdan bahsetmek isterim. İnci Vakfı aracılığıyla 19 Mayıs Spor Bayramı kapsamında sizlere minik bir röportaj yayınlamak istedik. Ben öncelikle Bürge'ye neden buradayız, İnci Vakfı ile nasıl tanıştık diye sormak istiyorum.

Bürge Karataşlı: Tabii ki Selim, çok teşekkürler. İnci Vakfı ile 1,5 yıl önce tanıştım. İyi ki de tanışmışım. İnci Vakfı'na girdiğim ilk andan itibaren geçmişteki Bürge ile şimdiki Bürge arasında çok büyük farklar görüyorum. Özellikle Değişim Liderleri Derneği adı altında bir kuruluş var. Bu kuruluş üniversiteli genç kadınların topluma kazandırılması ve ayakları üzerinde duran lider kadınlar olabilmelerine destek sağlıyor. Gerçekten de amaçları doğrultusunda gurur duyulası bir dernek.

Yunus Selim Akbulut: Aynı zamanda İnci Vakfı’nın da desteklediği bir proje.

Bürge Karataşlı: Evet, ben de İnci Vakfı'nın sponsor olduğu o ekipte yer alıyordum. 8 üniversiteli genç kadın arkadaşımla birlikte o dernekte bizden BM'nin 17 maddelik Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri maddelerini içeren proje oluşturmamızı istediler. BM'nin 17 maddelik Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri dünya çapında çok değer gören hedefler.

Yunus Selim Akbulut: Evet. Tüm dernekler ve vakıflar bu hedeflere ulaşmak için çalışıyorlar. Bunlarla birlikte hareket etmek durumundalar.

Bürge Karataşlı: Elbette bilmeyenler de olacağı için kısaca bu hedeflere değinecek olursak; Birleşmiş Milletler üyesi 193 ülke tarafından yoksulluğu ortadan kaldırmak, dünya gezegenini korumak, tüm insanların barış ve refah içerisinde yaşamasını sağlamak üzere 2030 sonuna kadar ulaşılması için 17 amaç belirlenerek Ocak 2016'da yürürlüğe girdi. Değişim Liderleri Derneği de bu amaçların birçoğunu içeren bir proje yapmamızı ve topluma fayda yaratmayı sağlamamızı istedi. Bu proje yolunda bu 17 maddelik Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’nden, iklim eylemini içeren 13. Madde ile karasal yaşamı içeren 15. Madde’ye değindiğimiz bir proje fikrimiz vardı. Hatta bu kapsamda İzmir Köy Kooperatifi ilk kadın başkanı olan Neptün Soyer ile görüşmeler gerçekleştirdik ve kendisinden fazlasıyla bilgi aldık. Fakat pandemi bu projeyi biraz ertelememize ve koşullar doğrultusunda ilerlememize sebep oldu. Diğer bir taraftan da Pandemi olmasa sadece İzmir'deki insanlara ulaşabilecekken, Pandemi sayesinde projemizi dijitale taşıyarak tüm ülkeye hatta yurt dışına ulaşabilir hale geldik.

Yunus Selim Akbulut: Benim de bu noktada değinmek istediğim bazı şeyler var. Ben de İnci Vakfı öncesinde Askıda Ne Var?, Toplum Gönüllüleri Vakfı vb. kuruluşlarda gönüllülükler yaptım. Babamın İnci Holding'te çalıştığı için İnci Vakfı'ndan zaten haberdardım. Sonrasında İnci Vakfı'nın projeleri ve etkinliklerini takip ederken bir gün İnci Vakfı gönüllüsü olmak istedim. Gönüllülüğümden bu yana sürekli yeni şeyler öğreniyorum. Şu an koordinatörlüğünü yaptığım projede Arduino eğitiminin ne kadar önemli olduğunu, teknolojik anlamda Arduino eğitimiyle nasıl bir başlangıç yapılabileceğini öğrenerek programlama ve yazılım hakkında bilgi almaya başladım, bununla ilgili ben de kendimi geliştirmeye başladım.

Şimdi de Java eğitimine başvurdum, Java eğitimi alıyorum. Aynı zamanda Bürge ile beraber İstiridye Proje Ekibimiz var. Burada da İnci Vakfı sayesinde çok güzel projeler yazacağımıza inanıyorum.

Bürge Karataşlı: Bu ekip sayesinde biz de arkadaş olmuş olduk. Bu çok gurur verici çünkü ikimiz de İnci Vakfı içerisinde birçok görev aldık ve yine İstiridye Projesi de İnci Vakfı'nın bize sunduğu fırsatlarından biriydi.

Yunus Selim Akbulut: Normal koşullarda oluşturulan İstiridye Ekibi vakfa bağlı olan Çıraklık Eğitimi'nin Erasmus Programı ve benzeri durumlarda proje yazmak ve projeleri desteklemek için kurulmak istenmiş. Şu an sivil alanda yeni çıkacak teşviklerle beraber yazılabilecek projeleri takip ediyoruz. Projeler hakkında her hafta bir kere toplanıp yaklaşık 2 – 2,5 saat hem proje yönetimi ve planlama eğitimimize devam ediyoruz hem de bu projeler hakkında hangi projeleri yazabiliriz ve yazdığımız projeler eğitim alanında Vakıf ile birlikte nasıl ilerleyebilir gibi düşünceleri tartışıyoruz. Geçtiğimiz haftalarda Erasmus hakkında da çok güzel bir eğitimimiz oldu. Farklı alanlarda bu atölyeler sayesinde gönüllülük yaptığımız süre boyunca kendimize de katkı sağlamış oluyoruz.

Bürge Karataşlı: Selim sen de görüyorsun ve yaşıyorsun. Biz bu süreçteyken hem iş dünyasında bizi geliştirmek üzere çalışıyorlar hem de yine pandemi koşulları gereği bizi geliştirmek amacıyla farklı kültürlerde film ve kitap önerilerinde bulunuyorlar. Tabii ki bu da yine vakıf içinde biraz daha konuşabilmemizi, rahatlayabilmemizi sağlıyor, bunlar çok çok önemli. Aslında gerçekten birçok gencin birçok arkadaşımızın katılmak istediği ve yararlanmak istediği bilgileri biz burada sonuna kadar alıyoruz ve kendimizi geliştiriyoruz. Bu noktada aklıma şu geldi. Dünya çapında olan projeleri de bize haber veriyorlar. Mesela geçen sene Makaton (Meykaton) adında bir proje çıktı ve farklı farklı ülkelerden 175 farklı genç Kanarya Adaları'nda endüstri 4.0 şöleni yaşayacaktı. Bu projeden de İnci Vakfı sayesinde haberdar olmuştuk. Bu organizasyonda otonom robotlar, simülasyonlar, CNC gibi endüstri 4.0 uygulamaları olacaktı. Bu organizasyonda farklı arkadaşlarla ekip olup bir çıktı elde etmek için uğraşacaktık. Ancak Pandemi sebebiyle ertelendi. Yine de kazanımları ile fazlasıyla gurur duydum. Çünkü hem farklı bir ülkede ülkemizi temsil etmek hem de severek yaptığımız, ilgi duyduğumuz alanlarda bizi gerçekten geliştirmek adına haberdar etmeleri çok güzeldi.

Yunus Selim Akbulut: Şu anda 22 yaşındasın birçok sosyal sorumluluk projesinde yer aldın ve sana birçok fayda kattığından bahsettin. Bu noktada senden kendini 18 yaşında üniversiteyi yeni kazanmış olarak hayal etmeni istiyorum. Sosyal sorumluluk ve gönüllülük alanında faaliyetler yapmak isteyen 18 yaşındaki bir gence tavsiyelerin neler olurdu?

Bürge Karataşlı: Kendi sosyal sorumluluk faaliyetlerimden ve bana kazandırdıklarından bahsederdim ve şunu söylerdim: Sosyal sorumluluk ya da gönüllü olmak bence hayat serüvenimizdeki bir yol arkadaşımız, o ne kadar yanımızda ve yakınımızda olursa biz o kadar gelişeceğiz ve bu toplum o kadar büyüyecektir. Ben hep buna inanıyorum. Genç arkadaşlarımıza da bir an önce gönüllülüğe başlamalarını ve bir taşın altına ellerini koymalarını gerçekten bu paylaşım hissini ve huzuru yakalamalarını istiyorum.

Yunus Selim Akbulut: Kesinlikle. Bir sorunu çözmek, tamamen ortadan kaldırmak bizim yapabileceğimiz bir şey değil. Ne kadar gönüllü ne kadar genç arkadaş beraber bir çatı altında toplanırsak bir sorunun çözümüne yönelik bir yolda ilerleme kat etmiş oluruz. Taşın altına elini koymak deyimi gerçekten sivil alanda çok önemli. Çünkü sen taşın altına elini koymazsan, ben koymazsam hiçbir şekilde bu sorunların çözümüne yönelik faaliyete geçiş yapamayız. Bu yüzden ben de 18 yaşında şu an daha dünyaya yeni adımını atmış, üniversite kazanan bir genç olarak düşündüğümde kendime bir öneride bulunsaydım hiç vakit kaybetmeden sosyal sorumluluk projelerine katıl, aklına gelen tüm sosyal sorumluluk projelerinde bulun, bu projelerde arkadaşlar edin, bu arkadaşlarla birlikte kamplara git şehirler gez derdim. Ayrıca Pandemi dönemi için de bu süreci rahat geçirmek istiyorsan evde gezmeyi öğrenmek gerekiyor derdim. İlk zamanlar çünkü müzeleri, tiyatroları açmışlardı. Peki senin eklemek istediğin bir detay var mı?

Bürge Karataşlı: Ben de sana ufak bir soru sormak istiyorum aslında. Birçok gönüllülük faaliyetine katıldın ve birçok farklı kurumda görev alıyorsun. Tek tek ele alacak olursan hepsi sana neler kattı? Mesela kod İnci'de Gönüllülük yapıyorsun, Kod İnci'den önce ve şimdiki Selim nasıldı?

Yunus Selim Akbulut: Öncelikle Toplum Gönüllüleri Vakfı ile başlamam lazım. Çünkü başlangıçta vakıf olarak Toplum Gönüllüleri Vakfı var. Toplum Gönüllüleri Vakfı'ndan önce Selim, geç uyanan, hafta sonlarını daha çok dışarıda geçiren, küçük çocuklarla sadece akrabalarının yanında gördüğünde ilgilenen ve vakit geçiren biriydi. Ama Toplum Gönüllüleri Vakfı ile bir nebze de olsa ufkum genişledi ve sonraki Selim daha çok çocukların eğitim ve geleceği için kaygılanan, onların geleceğini inşa etmeye çalışmak için sürekli fikirler arayan biriydi. Sonrasında Askıda Ne Var’a girmeden önce üniversite öğrencilerine ücretsiz ürün ve hizmet sağlamanın nasıl bir yolla yapılabileceği hakkında hiçbir fikrim yoktu. Önceden bu işleri yapan, çekiliş yapan kişilerin çoğunun hep dolandırıcı olduğunu düşünen bir Selim vardı. Askıda Ne Var‘ın içine girdiğimde gerçekten bu işi kalbiyle yapan insanlar olduğunu, ürün ve hizmetleri öğrencilere ücretsiz dağıtmak için kendilerini harap eden, gecelerini veren birçok gönüllü olduğunu gördüm. Benzer şekilde İnci Vakfı’na girmeden önce programlama, Arduino eğitimi, yazılım, robotik kodlama ve benzeri şeyler sadece kendi merak ettiğimde sosyal medyadan takip ettiğim ve kişisel gelişim programına katıldığımda birinin bahsedip de kulağımda kalan şeylerdi. Öğrencilerle daha önce çalışmamıştım. Liseli öğrencilerle çalışmak çok keyif verici bir duygu. Yine seninle birlikte bulunduğumuz İstiridye Ekibi ile beraber daha önce proje yazmak için kendi ekibini kurup destek arayan biriyken şimdi arkamda İnci Vakfı gibi bir gücün olduğunu ve bu güç sayesinde çok daha rahat hayallere ve hayaller kuran gençlere ulaşabileceğimizi düşünüyorum. Aslında 18 yaşından şimdiye kadar bu süreç o kadar dolu geçmiş ve o kadar faydalı şeyler yapmışım ki. 18 yaşım ile şu anki halimi yan yana koyduğum bir ekranda bu farklılıkları keşke görebilsek. 18 yaşındaki Bürge ile 18 yaşındaki Yunus Selim ne yapıyordu, şu an hangi konumda ve ne işler yapıyorlar görebilseydik.

Bürge Karataşlı: Aslında bunları görmeyi ben de çok isterdim. Ama bunu hissetmek bile yetiyor bize.

Yunus Selim Akbulut: Tabii ki yetiyor. Kendi içinde bunu biliyorsun.

Bürge Karataşlı: Ben de biraz kendi sürecimden bahsetmek isterim. Bambu'da biliyorsun bir çocuğumuza İngilizce eğitimi veriyorum. İlk derslerde paragraf okuyorduk, İngilizce’den çeviriler yapıyorduk. İlk derslerden bu yana çocuktaki değişimi görmek beni o kadar heyecanlandırıyor ve o kadar duygulanıyorum ki, tarifsiz bir duygu... SosyalBen Vakfı'nda da aslında şunu çok seviyorum; herkes uzmanlığı doğrultusunda çalışıyor. Çeviri grubunda İngilizce okuyan arkadaşlar var, fikir içerik grubunda Psikoloji - PDR bölümleri var, kaynak geliştirme grubunda işletmeden arkadaşlarım var. Burada meslektaşlarımla birlikte çalışabilmek o kadar güzel bir olgu ki...

Yunus Selim Akbulut: Aslında geleceğin bir provası gibi SosyalBen'deki gönüllülük.

Bürge Karataşlı: Kesinlikle. Bu çalışmaların sonucunun bir de çocuklara yönelik olması gerçekten çok keyifli. Hani bir işletmede çalışsam belki bu kadar inisiyatif alamam çünkü öğrenciyim ama vakıf sayesinde bizi geliştirebilmesi için çok fazla imkân sunuluyor ve bu noktada kendi mesleki bilgilerimizin çıktılarını faydaya dönüştürebiliyoruz. Ve bunu kendi meslektaşlarımızla yapabiliyoruz. Bu çok değerli bir şey. Bu yüzden kendime bakınca fazlasıyla geliştiğimi görüyorum ve bu beni çok mutlu ediyor.

Yunus Selim Akbulut: Ben de benzer şekilde tüm vakıflara ve sosyal girişim alanında çalışan herkese buradan ikimizin de vesilesiyle teşekkür etmek isterim. Aslında bugünkü konuşma başlıklarımızın tümünü sohbet havasında tamamlamış olduk. 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı'nı seninle beraber gençlerle konuşuyormuş gibi sivil alanı, sosyal sorumluluğu konuşarak geçirmek gerçekten benim için de farklı bir deneyim oldu. Ben umuyorum bizi izleyenler bu noktada sosyal sorumluluk anlamında farklı adımlar atmaya cesaret etmeye başlarlar.

Bürge Karataşlı: Bugün aslında çok güzel oldu. Bugünün, bu konuşmaların bizim bayramımıza denk gelmesi müthiş oldu bence. Tekrardan 19 Mayıs Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı'mız kutlu olsun. Bu bayram bizim bayramımız, gençlerin bayramı ve gerçekten biz bugün Selim'le bir şeyler konuşabildiysek, karşı tarafa “Evet ben de yapabilirim.”  dedirtebildiysek ne mutlu bize. Evet, bence siz de yapabilirsiniz. Sizin de yapmanızı çok fazla öneriyoruz ki toplumumuz bu sayede gelişecek. Siz de elinizi taşın altına koyduğunuz zaman bence hepimiz birlikte büyüyeceğiz ve bu olguların hepsi çok önemli. Ben çok teşekkür ederim bizi dinlediğiniz için, iyi ki varsınız, iyi ki de birlikte burada konuştuk.

Selim Yunus Akbulut: Ben de çok teşekkür ederim. Herkese mutlu 19 Mayıs'lar dilerim. Gençlik için bu bayramı her zaman kutlayın.

Ropörtajın canlı versiyonuna buradan ulaşabilirsiniz.